Satış Sözleşmesinde Gizli Ayıp Halinde Alıcının Hakları: İkinci El Araç ve Gayrimenkul Alımlarında Hukuki Analiz ve Yargıtay Uygulamaları

    18 dk okuma

    Satış Sözleşmesinde Gizli Ayıp Halinde Alıcının Hakları: İkinci El Araç ve Gayrimenkul Alımlarında Hukuki Analiz ve Yargıtay Uygulamaları

    Gizli ayıp davası rehberi — Satış Sözleşmesinde Gizli Ayıp Halinde Alıcının Hakları: İkinci El Araç ve Gayrimenkul Alımlarında Hukuki Analiz ve Yargıtay Uygu…

    Bölüm 1: Ayıptan Sorumluluğun Temelleri ve "Gizli Ayıp" Kavramı

    Satış sözleşmeleri, modern ticaret hayatının temelini oluşturan en yaygın hukuki işlemlerden biridir. Bu sözleşmelerde alıcının en temel beklentisi, bedelini ödediği malın kararlaştırılan niteliklere sahip olması ve kendisinden beklenen faydayı sağlamasıdır. Ancak, özellikle ikinci el araç ve gayrimenkul gibi karmaşık ve değerli malların alım satımında, malın tesliminden sonra ortaya çıkan ve alıcının menfaatlerini zedeleyen kusurlar sıkça hukuki uyuşmazlıklara neden olmaktadır. Türk hukuk sistemi, bu gibi durumlarda alıcıyı korumak amacıyla satıcıya "ayıptan sorumluluk" adıyla bilinen bir dizi yükümlülük getirmiştir. Bu sorumluluğun en kritik ve karmaşık yönünü ise "gizli ayıp" halleri oluşturmaktadır. İşbu rapor, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve Yargıtay'ın yerleşik içtihatları çerçevesinde, satış sözleşmesine konu olan malda "gizli ayıp" ortaya çıkması durumunda alıcının sahip olduğu seçimlik hakları, bu hakların kullanılma koşullarını, tabi olduğu süreleri ve ispat süreçlerini, özellikle ikinci el araç ve gayrimenkul satışları bağlamında derinlemesine analiz etmektedir.

    1.1. Türk Borçlar Kanunu'nda "Ayıp" Kavramının Tanımı ve Türleri

    Türk Borçlar Kanunu'nun 219. maddesi uyarınca ayıp, satıcının alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması veya nitelik ya da niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklikler olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım, satılan malın yalnızca fiziksel bütünlüğünü değil, aynı zamanda hukuki statüsünü ve ekonomik verimliliğini de kapsayan geniş bir koruma alanı sunmaktadır.

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik içtihatları, ayıp kavramını üç temel kategoride ele almaktadır:

    • Maddi Ayıp: Satılan malın fiziksel yapısında bulunan ve gözle görülebilen veya teknik inceleme ile ortaya çıkarılabilen her türlü bozukluk, kırıklık, eksiklik veya arızayı ifade eder. Örneğin, bir aracın motorundaki arıza, bir konutun çatısının akması veya duvarlarında çatlaklar olması maddi ayıp teşkil eder.
    • Hukuki Ayıp: Satılan malın kullanımını veya alıcının mal üzerindeki tasarruf hakkını hukuken kısıtlayan veya engelleyen durumlardır. Malın üzerinde alıcının bilmediği bir haciz, rehin, intifa hakkı veya kamulaştırma şerhi gibi takyidatların bulunması hukuki ayıbın en yaygın örnekleridir.
    • Ekonomik Ayıp: Malın fiziki veya hukuki bir sorunu olmamasına rağmen, iktisadi niteliklerinde veya verimliliğinde, alıcının beklentilerini karşılamayan ve değerini düşüren eksikliklerdir. Örneğin, belirli bir üretim kapasitesine sahip olduğu vaadiyle satılan bir makinenin bu kapasitenin altında üretim yapması ekonomik bir ayıptır.

    Bu sınıflandırmaya ek olarak, "miktar eksikliği" de özel bir durum olarak değerlendirilmelidir. Kural olarak, satılandaki miktar eksikliği bir ayıp olarak değil, sözleşmenin eksik ifası olarak kabul edilir. Ancak, miktar eksikliğinin, satılanın niteliğini doğrudan etkilediği istisnai durumlarda bu durum ayıp olarak nitelendirilebilir. Yargıtay, bir gayrimenkulün yüzölçümünün sözleşmede belirtilenden önemli ölçüde az olmasını bu kapsamda bir ayıp olarak değerlendirmektedir.

    1.2. Açık Ayıp - Gizli Ayıp Ayrımı ve Hukuki Sonuçları

    Ayıbın tespiti ve alıcının haklarını kullanabilmesi açısından en önemli hukuki ayrım, ayıbın "açık" veya "gizli" nitelikte olmasına göre yapılır. Bu ayrım, alıcının kanundan doğan külfetlerinin başlangıç anını ve dolayısıyla haklarını kullanıp kullanamayacağını doğrudan etkiler.

    • Açık Ayıp: Satılan malın teslimi anında, alıcı tarafından yapılması beklenen olağan bir gözden geçirme ile kolayca fark edilebilecek nitelikteki ayıplardır. Örneğin, bir aracın kaportasındaki belirgin bir çizik veya bir konutun kırık camı açık ayıp niteliğindedir.
    • Gizli Ayıp: Malın teslimi sırasında yapılan olağan bir muayene ile tespit edilmesi mümkün olmayan, ancak malın kullanımıyla veya zamanla ortaya çıkan ayıplardır. İkinci el bir aracın motor bloğundaki mikro çatlak, bir binanın temelindeki yetersiz izolasyon nedeniyle kış aylarında ortaya çıkan rutubet veya aracın kilometresinin hileli bir şekilde düşürülmüş olması gibi durumlar tipik gizli ayıp örnekleridir.

    Bu ayrımın temel hukuki sonucu, alıcının kanuni yükümlülüklerinin ne zaman başlayacağı noktasında ortaya çıkar. Alıcı, açık ayıpları malı teslim aldıktan sonra "işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz" tespit edip "uygun bir süre içinde" satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Gizli ayıplarda ise bu gözden geçirme ve bildirim külfeti, ayıbın fiilen ortaya çıktığı veya öğrenildiği andan itibaren başlar ve bu durumda bildirimin "derhal" yapılması gerekir.

    1.3. Satıcının Ayıptan Sorumluluğunun Şartları

    Alıcının, ayıptan doğan seçimlik haklarını kullanabilmesi için satıcının sorumluluğunu doğuran bir dizi şartın bir arada bulunması gerekmektedir. Bu şartlar, alıcının haklarını korurken satıcının da haksız taleplerle karşılaşmasını önlemeyi amaçlar.

    • Ayıbın Tehlikenin Alıcıya Geçtiği Anda Mevcut Olması: Satıcının ayıptan sorumlu tutulabilmesi için temel koşul, ayıbın, satılan malın zilyetliğinin ve dolayısıyla hasar ve yararının alıcıya geçtiği anda var olmasıdır. Teslimden sonra alıcının kullanımı veya kusuru sonucu ortaya çıkan ayıplardan satıcı sorumlu tutulamaz.
    • Alıcının Ayıbı Bilmemesi: Türk Borçlar Kanunu'nun 222. maddesi uyarınca, satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Alıcının bir ayıbı bilerek malı satın alması, o ayıbı zımnen kabul ettiği anlamına gelir. Bu kural, dürüstlük ilkesinin bir yansımasıdır.
    • Alıcının Gözden Geçirme ve Bildirim Külfetleri: Alıcının ayıptan doğan haklarını koruyabilmesi için kanunun kendisine yüklediği iki temel külfeti yerine getirmesi zorunludur: gözden geçirme (muayene) ve bildirim (ihbar).

    Gözden Geçirme Külfeti: Alıcı, malı teslim aldıktan sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz malı kontrol etmek ve açık ayıpları tespit etmekle yükümlüdür. Yargıtay, bu sürenin her somut olayın özelliğine göre dürüstlük kuralı çerçevesinde belirlenmesi gerektiğini ve mümkün olan en kısa zamanı ifade ettiğini belirtmektedir.

    Bildirim Külfeti: Alıcı, yaptığı gözden geçirme sonucunda tespit ettiği açık ayıpları "uygun bir süre içinde" satıcıya bildirmelidir. Gizli ayıplar söz konusu olduğunda ise, ayıp ortaya çıkar çıkmaz "derhal" bildirimde bulunulmalıdır. Bu bildirimlerin yapılmaması, alıcının ayıbı kabul etmiş sayılmasına ve ayıptan doğan haklarını kaybetmesine neden olur.

    Bölüm 2: Alıcının Temel Seçimlik Haklarının Detaylı İncelenmesi

    Satılan malda gizli bir ayıp ortaya çıktığında ve alıcı, kanuni külfetlerini zamanında yerine getirdiğinde, Türk Borçlar Kanunu alıcıya, uğradığı zararı telafi etmesi amacıyla üç temel seçimlik hak tanımaktadır. Bu haklar, alıcının menfaat dengesini yeniden kurmayı hedefler ve her birinin kendine özgü koşulları, sonuçları ve uygulama alanları bulunmaktadır. Alıcı, bu haklardan yalnızca birini kullanabilir ve seçimini yaptıktan sonra kural olarak bu seçiminden dönemez.

    2.1. Sözleşmeden Dönme (Satılanı Geri Verme): Koşulları, Uygulaması ve Sonuçları

    Sözleşmeden dönme, alıcının ayıplı mal karşısında sahip olduğu en radikal ve kesin sonuç doğuran haktır. Bu hak, satış sözleşmesini geriye etkili olarak ortadan kaldırır ve tarafları sözleşme yapılmadan önceki duruma geri döndürmeyi amaçlar.

    Koşullar: Alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanabilmesi için ayıbın "esaslı" nitelikte olması gerekmektedir. TBK, esaslı ayıp kavramını, "alıcının satılanı kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı olması" şeklinde tanımlamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bir taşınmazda sonradan ortaya çıkan ve kullanımını ciddi şekilde etkileyen gizli ayıpların, alıcıya sözleşmeden dönme hakkı verdiğini istikrarlı bir şekilde kabul etmektedir.

    İstisna (Gayrimenkuller ve Aşırı Zarar): Sözleşmeden dönme hakkının önemli bir istisnası, özellikle gayrimenkul satışlarında uygulama alanı bulan TBK m. 475/III hükmünün kıyasen uygulanmasıdır. Bu hükme göre, eser (satılan mal), iş sahibinin (alıcının) taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı bir zarar doğuracaksa, iş sahibi sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.

    2.2. Bedel İndirimi (Semin Tenkisi): Talep Hakkı ve Hesaplama Yöntemleri

    Bedel indirimi, alıcının ayıplı malı elinde tutmayı tercih ettiği, ancak malın değerindeki düşüşün kendisine iade edilmesini talep ettiği bir haktır. Bu hak, özellikle ayıbın esaslı olmadığı veya alıcının malı iade etmek istemediği durumlarda pratik bir çözüm sunar.

    Talep Hakkı: Alıcı, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme hakkına sahiptir. Bu hak, ayıbın önemli olup olmadığına bakılmaksızın her türlü ayıp durumunda kullanılabilir.

    Hesaplama Yöntemi: Bedel indiriminin miktarının belirlenmesinde Türk Hukuku ve Yargıtay uygulaması, "nispi metot" olarak adlandırılan yöntemi benimsemiştir. Bu yöntemde, basitçe onarım masrafı değil, ayıbın malın değerine olan oransal etkisi esas alınır.

    2.3. Ücretsiz Onarım İsteme: Kapsamı, Sınırları ve Yükümlülükler

    Alıcının bir diğer seçimlik hakkı da, satılan maldaki ayıbın, tüm masrafları satıcıya ait olmak üzere giderilmesini talep etmektir. Bu hak, alıcının malı ayıpsız haliyle kullanma menfaatini korumaya yöneliktir.

    Kapsam: Alıcı, satıcıdan ayıbın ücretsiz olarak onarılmasını isteyebilir. Bu hak, onarım için gerekli olan işçilik, parça ve diğer tüm masrafların satıcı tarafından karşılanmasını içerir.

    Sınır (Aşırı Masraf): Ücretsiz onarım hakkının kullanılabilmesi, onarımın "aşırı bir masraf gerektirmemesi" koşuluna bağlıdır. Eğer onarım masrafları, malın ayıpsız değerine oranla veya alıcının diğer seçimlik haklarını kullanması durumunda satıcının katlanacağı maliyete göre fahiş (orantısız) ise, alıcı bu hakkı kullanamaz.

    Bölüm 3: Özel Durum Analizi: İkinci El Araç ve Gayrimenkul Satışları

    Ayıptan sorumluluk hükümleri genel nitelikte olmakla birlikte, ikinci el araç ve gayrimenkul satışları, kendilerine özgü dinamikler, sık karşılaşılan ayıp türleri ve Yargıtay'ın bu alanlarda geliştirdiği özel içtihatlar nedeniyle ayrı bir incelemeyi gerektirmektedir.

    3.1. İkinci El Araç Satışlarında Sık Karşılaşılan Gizli Ayıplar ve Hukuki Süreç

    İkinci el araç piyasası, bilgi asimetrisinin en yoğun yaşandığı alanlardan biridir. Satıcıların, aracın değerini artırmak amacıyla mevcut kusurları gizleme eğilimi, alıcılar için ciddi riskler barındırmaktadır.

    Tipik Gizli Ayıplar: Yargıtay kararlarına da yansıyan en yaygın gizli ayıp ve hile halleri şunlardır:

    • Kilometrenin Düşürülmesi: Aracın gerçek kilometresinin hileli yazılımlarla düşürülmesi, alıcının iradesini sakatlayan en ağır ayıp hallerinden biridir.
    • Ağır Hasar Kaydının veya "Pert" Durumunun Gizlenmesi: Aracın daha önce büyük bir kaza geçirdiği, "ağır hasarlı" veya "pert" kaydı olduğu halde bu durumun alıcıdan saklanması, esaslı bir ayıp teşkil eder.
    • Önemli Parça Değişikliklerinin Bildirilmemesi: Tavan, şasi gibi aracın iskeletini oluşturan ana parçalarda işlem yapılmış veya "çıkma" parça takılmış olması, aracın güvenliğini ve değerini doğrudan etkileyen gizli ayıplardır.
    • Airbag (Hava Yastığı) Hileleri: Kaza sonrası açılan hava yastıklarının onarılmaması veya onarılmış gibi gösterilmesi, can güvenliğini doğrudan tehdit eden ve satıcının ağır kusurunu oluşturan bir durumdur.

    3.2. Gayrimenkul Satışlarında Gizli Ayıplar ve Sorumluluk Zinciri

    Gayrimenkul satışlarında ortaya çıkan gizli ayıplar, genellikle yapının inşası sırasında yapılan hatalardan veya eksikliklerden kaynaklanır ve alıcı için büyük maliyetler doğurabilir.

    Tipik Gizli Ayıplar:

    • İskan Ruhsatı ve Projeye Aykırılık: Binanın yapı kullanım izin belgesinin (iskan) bulunmaması veya binanın onaylı mimari projesine aykırı olarak inşa edilmiş olması en sık rastlanan hukuki ayıplardandır.
    • Yapısal ve Temel Sorunları: Binanın temelinde, kolon ve kiriş gibi taşıyıcı sistemlerinde bulunan, deprem güvenliğini tehlikeye atan yapısal bozukluklar, en ağır maddi ayıplardır.
    • İzolasyon ve Tesisat Hataları: Çatı, temel veya duvar izolasyonunun yetersiz olması nedeniyle ortaya çıkan rutubet, su sızıntıları ve ısı kayıpları ile elektrik ve su tesisatındaki kronik arızalar.
    • Yüzölçümü Eksikliği: Satılan bağımsız bölümün net veya brüt kullanım alanının, satış sözleşmesinde veya tanıtım materyallerinde belirtilenden önemli ölçüde az olması.

    Bölüm 4: Hak Arama Sürecinde Usul, Süreler ve Stratejiler

    Gizli ayıbın tespitiyle birlikte alıcının haklarını yasal yollarla talep etme süreci başlar. Bu süreç, doğru hukuki nitelemenin yapılması, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelere riayet edilmesi, delillerin usulüne uygun olarak toplanması ve davanın doğru mahkemede açılması gibi kritik usuli adımları içerir.

    4.1. Zamanaşımı Süreleri ve Hak Düşürücü Sürelerin Analizi

    Gizli ayıptan doğan taleplerde zamanaşımı süresi, davanın hukuki dayanağına göre farklılık göstermektedir. Alıcının, somut olayın özelliklerine göre en avantajlı zamanaşımı süresini sağlayan hukuki temeli seçmesi, davanın esasına girilebilmesi için hayati önem taşır.

    • Ayıptan Sorumlulukta Genel Kural: 6098 sayılı TBK, ayıptan doğan davalar için genel zamanaşımı süreleri belirlemiştir. Bu süreler, taşınır malların (örneğin, ikinci el araç) satışında malın tesliminden itibaren 2 yıl, taşınmaz malların (konut, arsa vb.) satışında ise yine teslimden itibaren 5 yıldır.
    • Satıcının Ağır Kusuru Halinde Uzamış Süre: TBK m. 221 uyarınca satıcının ağır kusurlu olduğu, yani ayıbı bildiği veya bilmesi gerektiği halde alıcıdan gizlediği durumlarda, genel zamanaşımı süreleri uygulanmaz. Yargıtay, bu gibi durumlarda kıyasen eser sözleşmelerine ilişkin TBK m. 478 hükmünü uygulamakta ve zamanaşımı süresini 20 yıla çıkarmaktadır.
    • Haksız Fiil ve Uzamış Ceza Zamanaşımı: Satıcının eylemi aynı zamanda Türk Ceza Kanunu kapsamında bir suç teşkil ediyorsa (örneğin, kilometreyi düşürmek suretiyle dolandırıcılık), alıcı davasını haksız fiil hükümlerine dayandırabilir ve bu durumda uzamış ceza zamanaşımı süresinden yararlanabilir.

    4.2. Delillerin Tespiti ve İspat Yükü

    İspat Yükü: Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun genel ispat kuralları gereğince, davacı iddiasını ispatla yükümlüdür. Bu çerçevede, ayıptan doğan bir davada alıcı, satılan malda bir ayıbın bulunduğunu, bu ayıbın malın teslimi anında mevcut olduğunu ve maldan beklenen faydayı önemli ölçüde azalttığını veya ortadan kaldırdığını ispat etmek zorundadır.

    Delil Tespiti Davasının Önemi: Gizli ayıp durumlarında, alıcının haklarını en etkili şekilde korumasını sağlayan usuli mekanizma "delil tespiti" davasıdır (HMK m. 400 vd.). Alıcı, ayıbı fark ettiğinde, özellikle mal üzerinde herhangi bir onarım veya değişiklik yapmadan önce, Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak delil tespiti talep etmelidir.

    4.3. Görevli ve Yetkili Mahkemenin Belirlenmesi

    Gizli ayıp davalarının doğru mahkemede açılması, hem usul ekonomisi hem de davanın esastan görülebilmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Yetkisiz mahkemede açılan davalar, davalının itirazı üzerine usulden reddedilerek zaman ve emek kaybına yol açacaktır. Bu nedenle, satış sözleşmesinin kurulduğu yer, malın teslim edildiği yer, tarafların ikametgahları ve sözleşmede kararlaştırılan yetki şartları dikkatlice analiz edilerek en uygun mahkeme belirlenmeli, dava dilekçesi bu mahkemeye sunulmalıdır. HMK'nın yetki kuralları titizlikle uygulanmalı ve olası yetki itirazlarına karşı gerekli hazırlıklar yapılmalıdır.

    Görevli Mahkeme:

    • Tüketici Mahkemesi: Eğer satış işlemi, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bir "tüketici işlemi" ise, davaya bakmakla görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir.
    • Asliye Hukuk/Ticaret Mahkemesi: Satış işlemi bir tüketici işlemi değilse, genel görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.

    Bölüm 5: Sonuç ve Stratejik Öneriler

    Satış sözleşmesinde, özellikle ikinci el araç ve gayrimenkul gibi yüksek değerli varlıkların ediniminde ortaya çıkan gizli ayıplar, alıcılar için ciddi mağduriyetlere yol açabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu, bu mağduriyetleri gidermek amacıyla alıcıya güçlü seçimlik haklar tanımıştır.

    5.1. Alıcılar İçin Koruyucu Hukuki Önlemler ve Hak Arama Rehberi

    1. Satın Alma Öncesi Tedbir: En etkili koruma, uyuşmazlık doğmadan önce alınan tedbirdir. Özellikle ikinci el araç ve gayrimenkul alımlarında, mutlaka bağımsız ve güvenilir bir uzmandan ekspertiz raporu alınmalıdır.
    2. Sözleşmenin Gücü: Satış sözleşmesi, hak arama sürecinin temel belgesidir. Satıcının beyan ve taahhütlerinin sözleşmeye açıkça yazılması, ileride alıcının elini güçlendirecektir.
    3. Ayıbın Tespiti ve Hızlı Reaksiyon: Gizli bir ayıp fark edildiği anda, mal üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan önce, derhal bir "delil tespiti" davası açılmalıdır.
    4. Doğru Hukuki Strateji: Satıcının ayıbı bilerek gizlediği iddiası üzerine kurulacak strateji, zamanaşımı süresini önemli ölçüde uzatabilir.
    5. Terditli Talep: Dava dilekçesinde, öncelikli olarak sözleşmeden dönme, ikinci kademede bedel indirimi talep edilmelidir.

    5.2. Satıcılar İçin Hukuki Sorumluluğu Sınırlandırma ve Riskleri Bertaraf Etme Yöntemleri

    1. Şeffaflık ve Yazılı Beyan: Satıcı, maldaki bildiği tüm kusur ve eksiklikleri satış sözleşmesine açık ve anlaşılır bir dille yazmalı ve alıcının bu durumu bilerek kabul ettiğini teyit ettirmelidir.
    2. Sorumsuzluk Anlaşmalarının Sınırı: Satıcının ayıptan sorumlu olmayacağına dair sözleşme hükümleri, yalnızca satıcının bilmediği gizli ayıplar için geçerli olabilir.
    3. İhbara Cevap Verme: Alıcıdan bir ayıp ihbarı geldiğinde, yapıcı bir çözüm yolu aramak, uyuşmazlığın büyümesini engelleyebilir.

    5.3. Yargıtay Kararları Işığında Güncel Eğilimler ve Değerlendirmeler

    Yargıtay'ın son yıllardaki kararları, özellikle organize ve profesyonel satıcılar karşısında tüketici konumundaki alıcıyı koruma yönünde belirgin bir eğilim göstermektedir. Yüksek Mahkeme, "ağır kusur" ve "hile" kavramlarını geniş yorumlayarak, alıcıların kısa zamanaşımı süreleri nedeniyle hak kaybına uğramasının önüne geçmeye çalışmaktadır.

    İletişim Bilgileri:

    📞 Telefon: +90 554 192 47 20

    📧 E-posta: fevziyaskir@gmail.com

    📍 Adres: Nişantaş Mah, Vatan Cad No:12/1, Selçuklu/KONYA

    🌐 Web: avukatfevziyaskir.com

    Hizmet Alanlarımız:

    • Gizli ayıp davalarında müvekkillerin yasal haklarının korunması, TBK 219-221 kapsamında ayıptan sorumluluk iddialarının hazırlanması ve dava sürecinin yönetilmesi
    • Ayıptan doğan seçimlik hakların kullanımı konusunda danışmanlık, sözleşmeden dönme, bedel indirimi ve ücretsiz onarım taleplerinin yasal çerçevede değerlendirilmesi
    • Delil tespiti davalarının açılması, bilirkişi raporlarının hazırlanması ve mahkeme süreçlerinde teknik delillerin sunulması konusunda uzman destek
    • İkinci el araç ve gayrimenkul satışlarında ayıptan sorumluluk davalarının yürütülmesi, ağır kusur hallerinde zamanaşımı sürelerinin uzatılması
    • Zamanaşımı sürelerinin hesaplanması, hak düşürücü sürelerin takibi ve dava stratejilerinin geliştirilmesi konularında profesyonel hizmet
    • Satış sözleşmelerinin hazırlanması, ayıptan sorumsuzluk kaydı eklenmesi ve satıcı sorumluluğunun sınırlandırılması
    • Ekspertiz raporları, bilirkişi incelemesi ve teknik delil toplama işlemlerinin koordinasyonu
    • Gayrimenkul ve araç satışlarında due diligence süreçlerinin yürütülmesi
    • Tüketici hakları kapsamında ayıplı mal hizmet davalarının takibi
    • Uzlaşma müzakereleri, arabuluculuk ve alternatif çözüm yollarının değerlendirilmesi

    Kaynaklar ve Referanslar

    🔗 Kaynaklar ve Referanslar

    Yasal Dayanaklar:

    • 📚 Türk Borçlar Kanunu (TBK) No: 6098 - Ayıptan Sorumluluk
    • 📚 Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) No: 6100 - Delil Tespiti
    • 📚 Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun No: 6502 - Tüketici Hakları
    • 📚 Türk Ticaret Kanunu (TTK) No: 6102 - Ticari Satış Sözleşmeleri
    • 📚 Yargıtay İçtihatları - Gizli Ayıp Kararları

    İlgili Makaleler:

    Kaynaklar ve Referanslar

    🔗 Kaynaklar ve Referanslar

    Yasal Dayanaklar:

    • 📚 Türk Borçlar Kanunu (TBK) No: 6098 - Ayıptan Sorumluluk
    • 📚 Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) No: 6100 - Delil Tespiti
    • 📚 Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun No: 6502 - Tüketici Hakları
    • 📚 Türk Ticaret Kanunu (TTK) No: 6102 - Ticari Satış Sözleşmeleri
    • 📚 Yargıtay İçtihatları - Gizli Ayıp Kararları

    İlgili Makaleler:


    Sıkça Sorulan Sorular