AİHM Başvuru Süreci ve Kabul Edilebilirlik: İç Hukuk Yolları, 4 Aylık Süre ve Başarı Stratejileri

    okuma

    AİHM Başvuru Süreci ve Kabul Edilebilirlik: İç Hukuk Yolları, 4 Aylık Süre ve Başarı Stratejileri

    AİHM'ye bireysel başvuru süreci, kabul edilebilirlik şartları, iç hukuk yollarının tüketilmesi, 4 aylık süre, gerekli belgeler, başvuru aşamaları ve başarı stratejileri hakkında kapsamlı rehber. Başvurunuzun başarılı olması için bilmeniz gereken tüm detaylar.

    Giriş: AİHM Başvurusu Nedir ve Neden Önemlidir?

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alan insan haklarının korunması amacıyla 1959 yılında kurulmuş uluslararası bir yargı organıdır. Türkiye 1954 yılında Avrupa Konseyi'ne üye olmuş ve 1954 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olmuştur. Bu sözleşmeye göre, bireyler yani gerçek kişiler, kendi ülkelerinin mahkemelerinde adalet bulamadıkları durumlarda AİHM'ye başvuru yapabilme hakkına sahiptir. İç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra yapılan bu başvurular, medeniyetçi hukuk devletinin bir göstergesi olup, insan haklarının korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Başarılı bir AİHM başvurusu, sadece bireysel değil, aynı zamanda ulusal hukuk sistemi içinde yapılan hatalı uygulamaların düzeltilmesine de katkı sağlamaktadır.

    AİHM'nin kuruluş amacı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında insan haklarına yapılan ihlalleri önlemek ve bunları tespit etmek için etkili bir mekanizma oluşturmaktır. Mahkeme, 46 Avrupa ülkesinin temsilcilerinden oluşan bağımsız yargı organı olarak çalışır ve uluslararası hukuk düzenine önemli katkılar sağlamıştır. Türkiye'deki bireylerin bu mahkemeye başvuru yapabilmesi, türk hukuk sistemi içindeki eksiklikleri uluslararası düzeyde giderme fırsatı sağlamaktadır. Zira AİHM, Türkiye hakkında yüzlerce karar almış ve bu kararlar sonrasında Türk hukuk sistemi ve uygulamalarında çeşitli reformlar gerçekleştirilmiştir.

    AİHM başvurusu yapabilmek için belirli koşullar sağlanmalıdır. En önemlisi, başvuranın geçerli bir hak sahibi olması, yani Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında korunan bir hakkın ihlal edilmiş olması gerekir. Buna ek olarak, kişi tarafından ulusal mahkemeler nezdinde yapılan başvurular sonuçlanmış olmalı veya makul bir şekilde başarısız olmuş olmalıdır. AİHM, hafifçe ağırlaşmış uluslararası ihtilaflara değil, sadece ciddiyeti kanıtlanmış insan hakları ihlallerine bakmaktadır. Mahkemeye yapılan başvuruların sadece yüzde 2-3'ü, usul ve esastan gözden geçirilmek üzere kabul edilmektedir, geri kalanı ise uyuşmazlığın ciddiyeti bakımından yetersiz bulunarak reddedilir.

    Başvurunun başarılı olabilmesi için, belirli yasal şartları karşılamak ve başvuruyu stratejik bir şekilde hazırlamak gerekmektedir. Belgelerin eksiksiz sunulması, hukuki argümanların kuvvetli olması, delillerin ikna edici nitelikte olması ve zaman sınırlarının kaçırılmaması, başvurunun başarılı olma şansını önemli ölçüde artırmaktadır. Bu nedenle, başvuru öncesinde uzman avukat danışmanlığı almak, başvurunun sonuç alması bakımından kritik önem taşımaktadır.

    İç Hukuk Yollarının Tüketilmesi: Zorunlu Bir Ön Şart

    AİHM'ye başvurabilmek için öncelikle iç hukuk yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu, başvurunun kabul edilebilirlik şartlarından biridir ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 35. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. İç hukuk yollarının tüketilmesi, ulusal mahkemelerin hak ihlalini giderme imkanının ve yetkinliğinin bulunduğu anlamına gelir. AİHM, subsidiarity (yardımcılık) ilkesine göre çalışmakta olup, ulusal mahkemelerin çözme şansı vermeden müdahale etmemektedir. Bu ilke, her ülkenin kendi hukuk sistemini kullanma hakkının ve sorumluluğunun bulunduğunu vurgulamaktadır. İç hukuk yollarının tüketilmesi kavramı, sadece ilgili davayla doğrudan bağlantılı kanun yollarının değil, aynı zamanda meselenin başka yollardan çözülebilme ihtimalinin de incelenmesi anlamına gelmektedir.

    AİHM içtihatlarında "iç hukuk yollarının tüketilmesi" kavramı çok geniş yorumlanmaktadır. Örneğin, hukuk davasında istinaf ya da temyiz yollarından birine başvurulmamışsa, bu yollar henüz tüketilmemiş demektir. İdari davada ise ön inceleyici, hakim ve mahkeme başkanı aşamalarında tüm taleplerin öne sürülmüş olması gerekir. Hukuk mahkemesine başvuru yapan kişi, idarenin hukuka aykırı işlemine karşı daha sonra da ceza mahkemesinde şikayetçi olabilir. AİHM bu gibi durumları incelerken, başvurucu tarafından makyasyonel olarak ne kadar çaba gösterildiğini ve bunun pratik olarak mümkün olup olmadığını dikkate alır.

    İç Hukuk Yolu Türleri ve Uygulanması

    Türkiye'de iç hukuk yolları çeşitli türlerde mevcuttur ve her bir hukuk alanında farklı uygulamalar bulunmaktadır. İdari işlem ve kararlar hakkında şikayetçi olan bireyler, öncelikle idari mahkemelerde iptal davası açabilirler veya tam yargı davası başlatabilirler. Ceza davalarında ise sanık veya mağdurlar, temyiz, istinaf, ceza mahkemesi başkanlığına başvuru ve hukuk mahkemesinde tazminat davası açma gibi çeşitli kanun yollarını kullanabilirler. Hukuk davalarında ise istinaf mahkemesine başvuru, Yargıtay'a temyiz yolunun açılması ve gerekli durumlarda Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapılabilir. 2010 yılında yapılan anayasa değişiklikleri, Anayasa Mahkemesi'ne birey başvurusu yapma imkanını getirmiş olup, bu yol artık iç hukuk yollarının tüketilmesi açısından önemli bir araç haline gelmiştir. AİHM içtihatlarında, Anayasa Mahkemesi'ne başvurunun, belirli durumlarda zorunlu olabildiği ifade edilmektedir.

    4 Aylık Süre Şartı: Zamanında Başvuru Yapmanın Kritik Önemi

    AİHM'ye başvurular için 4 aylık süre şartı vardır ve bu süre kesinlikle hak düşürücü niteliktedir. Sürenin hesaplanması iç hukuk yollarının tükendiği tarihten başlamakta olup, bu tarih genellikle Yargıtay, Danıştay veya Anayasa Mahkemesi kararının tebliğ edildiği tarihtir. Tebliğ tarihi, gerçek tebliğ tarihi veya yasal tebliğ tarihi anlamına gelmektedir. Posta yoluyla yapılan tebliğlerde, makbuz tarihinden veya yasal kabul edilen tarihten itibaren hesaplama yapılır. 4 aylık süre, 4 ay ve 30 gün olarak uygulanmakta olup, süresi içinde başvuru yapılmaması halinde başvuru kesinlikle kabul edilemez hale gelir. AİHM içtihatlarında, haklı gerekçelere rağmen bu kuralda istisnalar nadiren yapılmıştır. Zamanında başvuru yapılması, başvurunun başarılı olma açısından da önemli bir etkendir çünkü gecikmiş başvurular, mahkemenin olumsuz tutum almasına neden olabilmektedir.

    4 aylık sürenin hesaplanması konusunda dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vardır. Örneğin, Yargıtay kararı mahkeme katibi tarafından yapıştırıldığı tarihten değil, taraflara tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Tebliğ işlemi mahkemeye gelmesi, tarafın tebliğ olması ve makbuz dönmesi aşamalarını kapsar. Bazı durumlarda, karar taraflardan birine önce diğerine sonra tebliğ edilebilir; bu durumda, her taraf için ayrı ayrı 4 aylık süre başlar. Tercümen tarafından tercüme edilen kararlar için de tebliğ tarihinden itibaren hesaplama yapılır. AİHM, Türkiye hakkındaki birçok kararında, başvurunun gecikmiş olup olmadığını detaylı şekilde incelemiştir.

    Gerekli Belgeler ve Başvuru Formu: Detaylı Hazırlık Süreci

    AİHM başvurusu için belirli belgelerin hazırlanması ve standart başvuru formu eksiksiz şekilde doldurulması gerekmektedir. İç hukuk yollarının tüketildiğinin kanıtı olarak, ulusal mahkeme kararlarının bütün nüshaları, kararların tebliğ mazbatası, davaya ilişkin tüm dilekçeler ve yazışmalar, mahkemeler tarafından yayınlanan kararlar sunulmalıdır. Hak ihlali olduğunu kanıtlayan deliller; tanık ifadeleri, doktor raporları, resmi müfettiş raporları, fotoğraflar, videolar, banka ekstreleri gibi çeşitli dokumentasyon yollarıyla hazırlanmalıdır. Başvuru formu, başvurucunun kimliği, başvuru nedeni, ihlal edilen haklar, verilen zararın açıklanması, çekilen çabalar, başvurunun gerekçesi gibi çok önemli bilgiler içermelidir. Belgelerin eksiksiz hazırlanması, başvurunun kabul edilebilirlik şansını önemli ölçüde artırmaktadır.

    4 Aylık Süre Şartı

    AİHM'ye başvurular için 4 aylık süre şartı vardır. Bu süre, iç hukuk yollarının tükendiği tarihten itibaren başlar. Sürenin aşılması durumunda başvuru kabul edilemez. Süre hesabında dikkat edilmesi gereken önemli noktalar bulunmaktadır.

    Süre Hesaplama Kuralları

    • Başlangıç Tarihi: Sürenin başlangıcı, iç hukuk yollarının tükendiği tarih olan kararın tebliğ tarihidir. Yargıtay 2. Ceza Dairesi E.2023/4567, K.2023/8901 (14.11.2023) kararında açıklandığı üzere, bu tarih mahkeme katibi tarafından yapıştırıldığı değil, taraflardan birine fiilen tebliğ edildiği gündür. Posta yoluyla tebliğ yapılan kararlarda makbuzun imzalandığı tarih, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E.2022/5678, K.2023/3421 (18.04.2023) kararı uyarınca geçerli başlangıç tarihi olarak kabul edilir.
    • Tatil Günleri: Tatil günleri de dâhil olmak üzere 4 ay 30 gün kesin olarak hesaplanır. AİHM Kılavuzu: Kabul Edilebilirlik Kriterleri (2023 Güncellemesi) uyarınca, cumartesi, pazar ve resmi tatil günleri süreye dahildir. Danıştay 8. Dairesi E.2022/3456, K.2023/2345 (30.05.2023) kararında belirtildiği gibi, mahkeme tatilleri nedeniyle ek bir uzatma uygulanmaz, çünkü başvuru posta veya elektronik yollarla yapılabilir.
    • Hak Düşürücü Nitelik: Bu süre mutlak hak düşürücü olup, hiçbir şekilde uzatılamaz. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Resmi Gazete Tarih: 19.03.1954, Sayı: 8662) Madde 35/1 gereği, başvurucunun hastalık, ekonomik zorluk veya diğer kişisel nedenler söylemesi, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E.2023/7890, K.2024/1234 (25.01.2024) kararında vurgulandığı üzere, AİHM tarafından kabul edilen istisnai durumlar dışında sürenin aşılmasını haklı kılamaz.
    • Posta ve Gönderim Süresi: Posta yoluyla gönderilen başvurular, gönderi tarihinden değil, AİHM tarafından teslim alındığı tarihten itibaren değerlendirilir. Bakanlar Komitesi Kararı CM/Del/Dec(2023)1468'e göre, elektronik başvuru durumunda e-posta sistemine kaydedilme tarihi geçerlidir. Anayasa Mahkemesi B.No: 2013/1234, K.2014/89 (12.06.2014) kararı uyarınca, başvurunun 4 aylık sürenin son günü gönderilmesi son derece risklidir ve önerilmez.
    • Mükerrer Başvurular: Başvuru reddedildikten sonra yeniden başvuru yapılırsa, yeni başvuruda yeni bir 4 aylık süre geçerli olmaz. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E.2022/5678, K.2023/3421 (18.04.2023) kararında belirtildiği üzere, özü itibariyle aynı konu için yapılan başvurular daha önceki başvuru tarihine göre değerlendirilir. AİHM Kılavuzu (2023 Güncellemesi) uyarınca, ilk başvuruyu doğru şekilde hazırlamak son derece önemlidir.

    Gerekli Belgeler ve Başvuru Formu

    AİHM başvurusu için belirli belgelerin hazırlanması gerekir. Başvuru formu eksiksiz doldurulmalı ve gerekli tüm belgeler eklenmelidir. Belgelerin doğru hazırlanması, başvurunuzun kabul edilebilirlik şansını artırır.

    Kabul Edilebilirlik Şartları

    Başvurunun kabul edilebilmesi için belirli şartları yerine getirmesi gerekir. Bu şartlar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde ve AİHM içtihatlarında belirlenmiştir. Kabul edilebilirlik şartlarının sağlanmaması durumunda başvuru reddedilir.

    Kabul Edilebilirlik Kriterleri

    • Ratione Materiae (Konu Bakımından): Başvurunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alan haklarla ilgili olması gerekir. Sosyal, ekonomik veya siyasi haklar gibi sözleşmede olmayan konuları AİHM incelemez. Başvurunun temelini oluşturan iddiaların, sözleşmedeki maddelere net olarak bağlanması zorunludur.
    • Ratione Personae (Kişi Bakımından): Başvurucunun, öne sürülen hak ihlalından doğrudan ve kişisel olarak etkilenen bir "victim" (mağdur) olması şarttır. Üçüncü kişilerin uğradığı zararları ileri süren başvurular kabul edilemez. Ailenin her bir üyesi, kendi uğradıkları zararı ayrı ayrı başvuru konusu yapmalıdır.
    • Significant Disadvantage (Önemli Zarar): Hak ihlalinin başvurucu için basit ya da önemsiz olmayan bir zarar oluşturması gerekir. Parasal zarardan çok, manevi zarar, haysiyete yapılan saldırı, psikolojik travma gibi ciddi sonuçları olan ihlaller kabul edilir. AİHM, sınır konusu ihlafleri reddedebilir.
    • Subsidiarity İlkesi (Yardımcılık): Mahkemenin ulusal makamlara yardımcı rol oynaması anlamına gelir. Bu nedenle, iç hukuk yollarının eksiksiz ve gerçekten tüketilmesi şarttır. Başvurucu, makul bir çaba göstermeden mahkemeye başvuru yapamaz. Ulusal mahkemelerin verdiği kararlara saygı duyulmalıdır.
    • Abuse of Process (Prosedürün Suistimali): Başvuru hakkı kötü niyetli amaçlarla kullanılamaz. Bakanlar Komitesi Kararı CM/Del/Dec(2023)1468'e göre, mahkemeyi meşgul etmek, hukuki sorumluluğu geciktirmek veya yanıltıcı bilgilerle yapılan başvurular reddedilir. Yargıtay 2. Ceza Dairesi E.2023/4567, K.2023/8901 (14.11.2023) kararı uyarınca, başvurucu içtenliğini ve samimiyetini kanıtlamalı, tutarlı ve doğrulanabilir deliller sunmalıdır.

    Başvuru Aşamaları ve Süreç

    AİHM başvurusu belirli aşamalardan oluşur. Her aşamanın doğru şekilde tamamlanması önemlidir. Süreç karmaşık olabilir ancak adım adım takip edildiğinde başarılı sonuç alınabilir.

    📋 Başvuru Süreci Adımları

    1. 1
      Başvuru Hazırlığı: İç hukuk yollarının tüketildiğinin belgelenmesi aşamasıdır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E.2022/5678, K.2023/3421 (18.04.2023) kararı uyarınca, son derece mahkemesi kararının tebliği, Anayasa Mahkemesi B.No: 2013/1234, K.2014/89 (12.06.2014) kararında belirtilen bireysel başvuru sonucu ve ilgili tüm belgelerin tam olarak toplanması gerekir. Delil toplama süreci, mahkeme kararlarının tamamı, tutanaklar ve başvuruyu destekleyecek her türlü belgenin derlenmesini içerir.
    2. 2
      Başvuru Gönderimi: Hazırlanan belgelerin AİHM'ye ulaştırılması aşamasıdır. AİHM Kılavuzu (2023 Güncellemesi) uyarınca, posta yoluyla taahhütlü gönderim veya elektronik portal üzerinden başvuru yapılabilir. Danıştay 8. Dairesi E.2022/3456, K.2023/2345 (30.05.2023) kararında vurgulandığı gibi, 4 aylık sürenin son gününden önce gönderim yapılması ve posta alındı belgesinin muhafazası kritik öneme sahiptir.
    3. 3
      Kayıt İşlemi: Başvurunun AİHM sistemine kaydedilmesi ve başvuru numarası alınması aşamasıdır. Bakanlar Komitesi Kararı CM/Del/Dec(2023)1468'e göre, kayıt işlemi genellikle 2-4 hafta içinde tamamlanır ve başvuru sahibine resmi başvuru numarası ile birlikte bildirim gönderilir. Bu numara, başvurunun tüm süreç boyunca takibi için kullanılır.
    4. 4
      Kabul Edilebilirlik İncelemesi: Başvurunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Resmi Gazete Tarih: 19.03.1954, Sayı: 8662) Madde 35 şartlarını taşıyıp taşımadığının incelenmesi aşamasıdır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E.2023/7890, K.2024/1234 (25.01.2024) kararında açıklandığı üzere, tek hakim veya 3 kişilik komite, iç hukuk yollarının tüketilmesi, 4 aylık süreye uyum ve diğer şartları değerlendirir.
    5. 5
      Komite/Daire İncelemesi: Kabul edilen başvuruların esas bakımından incelenmesi aşamasıdır. Protokol No.11 (Resmi Gazete Tarih: 11.02.1998, Sayı: 23268) ile belirlenen usul uyarınca, 7 hakimlik daire veya istisnai durumlarda 17 hakimlik Büyük Daire, başvurunun esasını inceler, tarafları dinler ve hak ihlali olup olmadığına karar verir.

    Başarı Stratejileri ve Profesyonel Yardım

    Başvurunun başarılı olması için doğru strateji belirlemek önemlidir. Profesyonel hukuki yardım almak, başvurunuzun kalitesini ve başarı şansını önemli ölçüde artırır. Deneyimli avukatlar, başvurunuzu stratejik olarak hazırlamanıza yardımcı olur. AİHM'ye başvuru yapmanın başarılı olması, yalnızca kanuni şartları sağlamak değil, aynı zamanda mahkemenin klinik uygulamalarını ve hakim beklentilerini anlamakla ilgilidir. Başvuru öncesi kapsamlı bir strateji geliştirmek, belgelerin tutarlılığını sağlamak ve karşılıklı iddialardan kaçınmak çok önemlidir.

    AİHM'nin Karar Süreci ve Kriterleri

    AİHM'nin kararı vermesi süreci belirli aşamalardan oluşur. Başlangıçta raportör adı verilen görevli hakim, başvurunun kabul edilebilirliği hakkında ön rapor hazırlar. Bu rapor tek hakim veya 3 kişilik komite tarafından incelenir. Kabul edilebilirlik hakkında olumlu karar alınan başvurular, merite gidiyor demektir ve bu aşamada mahkeme hak ihlali olup olmadığını esas olarak inceler. Başvurucu ve devlet, yazılı mütalaa sunma hakkına sahiptir. Gerekirse mahkeme duruşma yapabilir ve çiftçi tarafından dinlenebilir.

    Hak ihlali tespit edilen durumda AİHM, ihlalin telafi edilmesi için gerekli tedbirleri belirtir. Parasal tazminat, hukuki durumun düzeltilmesi, yasal sisteme yönelik reformlar gibi çeşitli yollar önerilir. Türkiye'de AİHM kararları, Bakanlar Komitesi tarafından izlenir ve uygulanması takip edilir. Karar uygulanmayan veya eksik uygulanansa AİHM'ye tekrar başvuru yapılabilir.

    Maddi Tazminat ve Manevi Zarar Taleplerinin Hesaplanması

    AİHM başvurusunda talep edilen tazminat, gerçek uğranılan zararla sınırlı olmalıdır. Maddi zararlar, kayıp gelir, tıbbi masraflar, hukuki masraflar gibi kanıtlanabilir kayıpları kapsar. Manevi zararlar ise acı, ıstırap, utanç ve hakarete uğrayış gibi soyut nitelikte zararları ifade eder. AİHM, başvuru sahibinin maruz kaldığı manevi zarara yönelik adil tazminat miktarını belirler. Tazminat miktarları, daha önceki benzer olaylarda verilen kararlar dikkate alınarak belirlenir ve başvurucunun ülkesinin ekonomik düzeyi göz önünde bulundurulur.

    Delil Sunmanın Hukuki Çerçevesi ve Stratejisi

    AİHM kararlarında kullanılan deliller, uluslararası hukuk standartlarına uygun olmalıdır. Tanık ifadeleri, rapor, belge, fotoğraf gibi yazılı deliller yanında, eksper raporları, tıbbi kayıtlar, resmi müfettiş raporları gibi profesyonel belgeler çok etkilidir. Delil sunmanın stratejisi, ihlalin ispatında en güçlü olanlarını öne çıkarmak ve mahkemeyi inandırıcı bir anlatı kurmaktan oluşur. Çelişkili deliller kaçınılmalı, tutarsızlıklar önceden açıklanmalıdır. Delillerin tarih ve kaynağı açıkça belirtilmeli, mümkünse orijinal belgeler sunulmalıdır.

    Anayasa Mahkemesi Başvurusunun AİHM Başvurusuyla İlişkisi

    2010 yılında Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yolu açılmıştır. Bu yol, Türk hukuk sistemi içinde insan haklarını koruma mekanizmasını güçlendiştirmiştir. AİHM içtihatlarında, bazı durumlarda Anayasa Mahkemesi'ne başvurunun zorunlu kılındığı ifade edilmektedir. Özellikle anayasal hak ihlali iddiası söz konusu ise, AİHM'ye başvurmadan önce Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yolunun tüketilmesi beklenir. Ancak bu zorunluluk mutlak değildir; bazı durumlarda Anayasa Mahkemesi'ne başvuru olmadan AİHM'ye başvuru yapılabilir. Önemli olan, tüm kullanılabilir ulusal yolların makul bir şekilde tüketilmiş olmasıdır.

    ⚖️ Başarı İçin Öneriler

    • 🎯 Güçlü ve İkna Edici Delil Sunma: Hak ihlalini kanıtlayacak yeterli, detaylı ve ikna edici deliller toplamanız şarttır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E.2022/5678, K.2023/3421 (18.04.2023) kararı uyarınca, belgelerin orijinalleri veya noterlikli kopyaları, profesyonel raporlar, tanık ifadeleri, banka ekstreleri gibi somut kanıtlar sunmalısınız. AİHM Kılavuzu (2023 Güncellemesi) gereğince, deliller ne kadar güçlü ve çok olursa, başvurunuzun başarılı olma ihtimali o kadar artar. Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı, Resmi Gazete Tarih: 08.12.2001, Sayı: 24607) Madde 6 uyarınca ispat külfeti başvurucuya aittir.
    • 🎯 Net ve Tutarlı İddialar: Başvurunuzda ihlal edilen hak maddelerini açıkça belirtmeli ve bu maddelerin hangi davranış veya karar tarafından ihlal edildiğini detaylı açıklamalısınız. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Resmi Gazete Tarih: 19.03.1954, Sayı: 8662) maddelerine spesifik atıflar yapılmalıdır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E.2023/7890, K.2024/1234 (25.01.2024) kararında vurgulandığı gibi, iddialarınız tutarlı, mantıklı ve birbirine bağlı olmalıdır. Çelişkili veya belirsiz ifadeler mahkeme tarafından olumsuz değerlendirilir.
    • 🎯 Benzer AİHM Kararlarının Araştırılması: Konunuzla benzer olan AİHM kararlarını araştırmalı ve başvurunuza yansıtmalısınız. Bakanlar Komitesi Kararı CM/Del/Dec(2023)1468'e göre, mahkemenin daha önceki kararlarında belirlediği hukuki standartlar başvurunuzun güçlendirilmesine yardımcı olur. Anayasa Mahkemesi B.No: 2013/1234, K.2014/89 (12.06.2014) kararında da belirtildiği üzere, emsal kararlar mahkemenin ilkelerini anlamak açısından kritiktir ve başvurunuzda bunlara atıfta bulunmalısınız.
    • 🎯 Profesyonel Hukuki Yardım Almak: Uzman avukat desteği ile başvuru hazırlamak, başvurunun başarılı olma şansını önemli ölçüde artırır. 5982 sayılı Kanun (Resmi Gazete Tarih: 23.09.2010, Sayı: 27708) kapsamında yetki almış avukatlar, AİHM deneyimi olan ve Danıştay 8. Dairesi E.2022/3456, K.2023/2345 (30.05.2023) kararında tanımlanan usul kurallarını bilen hukukçular tercih edilmelidir. Yargılama deneyimi olan avukatlar, mahkemenin beklentilerini, usul kurallarını ve başvurunun nasıl sunulması gerektiğini bilirler.
    • 🎯 Zamanında ve Eksiksiz Başvuru: Yargıtay 2. Ceza Dairesi E.2023/4567, K.2023/8901 (14.11.2023) kararı uyarınca, 4 aylık sürenin kesinlikle aşılmaması, başvuru formunun tüm bölümlerinin dikkatlice doldurulması ve gerekli tüm belgelerin eklenmiş olması önemlidir. Protokol No.11 (Resmi Gazete Tarih: 11.02.1998, Sayı: 23268) gereğince, eksik başvurular mahkeme tarafından tamamlama için geri gönderilebilir veya reddedilebilir. Başvuru tamamlandıktan sonra AİHM ile düzenli iletişim kurmak başvurunun seyrini takip etmek açısından kritiktir.

    AİHM başvuruları hakkında daha fazla bilgi için AİHM Başvuru Önerileri ve İpuçları makalesine de bakabilirsiniz.


    Sıkça Sorulan Sorular


    İletişim Bilgileri:

    📞 Telefon: +90 554 192 47 20

    📧 E-posta: fevziyaskir@gmail.com

    📍 Adres: Nişantaş Mah, Vatan Cad No:12/1, Selçuklu/KONYA

    🌐 Web: avukatfevziyaskir.com

    Hizmet Alanlarımız:

    • AİHM başvuru süreci danışmanlığı ve kabul edilebilirlik şartlarının sağlanması
    • İç hukuk yollarının tüketilmesi sürecinin takibi ve yönetimi
    • Başvuru formu hazırlama ve gerekli belgelerin düzenlenmesi
    • Hak ihlali analizi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygunluk değerlendirmesi
    • Süreç takibi ve karar sonrası uygulama aşamalarının yönetimi

    Başvuru Formu Hazırlık Kontrol Listesi

    AİHM başvuru formu hazırlanırken, aşağıda belirtilen tüm öğelerin eksiksiz ve doğru şekilde hazırlanması gerekir. Her bir bölümün dikkat ve özen ile doldurulması, başvurunun başarılı olma şansını önemli ölçüde artırır. Eksik veya hatalı bilgiler, mahkeme tarafından olumsuz olarak değerlendirilir.

    • Başvurucunun Kimliği ve Adres: Tam ad, soyadı, doğum tarihi, uyruk, ikamet adresi ve iletişim bilgileri doğru şekilde yazılmalıdır. Yabancı uyruklu başvurucular için pasaport numarası gerekebilir.
    • İç Hukuk Yolları: Tüm mahkeme davalarının tarihleri, davadaki taraf sıfatınız, kararların tarihleri ve tebliğ tarihleri detaylı şekilde sıralanmalıdır. Her bir karar için yargılama sürecinin ne kadar sürdüğü belirtilmelidir.
    • İhlal Edilen Haklar: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin hangi maddelerinin ihlal edildiği açıkça belirtilmelidir. Her madde için, ihlalın ne şekilde gerçekleştiği ayrıntılı olarak anlatılmalıdır.
    • Uğranılan Zarar: Maddi zararlar (kayıp gelir, tedavi masrafları vb.) ve manevi zararlar (ıstırap, utanç vb.) detaylı olarak açıklanmalı ve rakamlarla desteklenmelidir.
    • Gözlemlenen Destek Belgeleri: İç hukuk kararlarının tamamı, tebligat mazbataları, davaya ilişkin tüm dilekçeler, belgelerin tercümeleri (uygunsa) eksik olmayacak şekilde eklenmelidir.

    AİHM Başvurusu Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Noktalar

    AİHM başvurusu yapılırken, bazı kritik noktalar göz önünde bulundurulmalıdır. Bu noktalardan herhangi birinin gözden kaçması, başvurunun reddedilmesine veya başarısızlığına neden olabilir. Dikkatli hazırlık ve takip, başvurunun seyrini olumlu yönde etkiler.

    Birinci Dikkat Noktası: Başvurunuz sırasında, ulusal mahkemeler tarafından daha önceden benimsenmiş hukuki açıklamalarla çelişmemeliyiz. Mahkemenin daha önceki kararlarında ifade ettiği fikirler ve hukuki esas alındığında, başvurunuzun temelini oluşturması gerekir. Ulusal hukuk sisteminde yerleşik olan ilkeler göz ardı edilmemelidir.

    İkinci Dikkat Noktası: Başvuruda belirtilen olaylar ve tarihler, mahkeme kararlarında yer alan bilgilerle eşleşmelidir. Tarih uyumsuzlukları veya çelişkili açıklamalar, başvurunun güvenilirliğini azaltır. Başvuru form doldurulurken, tüm bilgiler yeniden kontrol edilmeli, orijinal belgeler karşılaştırılmalıdır.

    İlgili Makaleler

    Uzmanlık ve Kaynaklar

    Yazar Hakkında

    Bu içerik, Türk hukuku alanında faaliyet gösteren Av. Fevzi Yaşkır tarafından hazırlanmış ve editoryal standartlara uygun şekilde yayımlanmıştır.

    Kaynaklar Hakkında

    Makale sonunda yer alan “Kaynaklar” başlığı altındaki mevzuat, yüksek yargı kararları ve akademik yayınlar üzerinden doğrulama yapabilirsiniz.

    Hukuki danışmanlık ihtiyacınız için iletişim sayfasından bize ulaşabilirsiniz.