Rekabet Hukukunda Fiyat Düzenlemeleri ve İndirimler: Yasal Sınırlar ve Uygulamalar

    32 dk okuma

    Rekabet Hukukunda Fiyat Düzenlemeleri ve İndirimler: Yasal Sınırlar ve Uygulamalar

    Rekabet hukuku çerçevesinde fiyat düzenlemeleri ve indirim uygulamaları, hem teşebbüslerin hem de tüketicilerin haklarını doğrudan etkileyen kritik öneme sahip konulardır. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, serbest piyasa ekonomisinin temel ilkelerini korumak amacıyla fiyat sabitlenmesi, yıkıcı fiyatlama ve diğer rekabeti bozucu uygulamaları yasaklamaktadır.

    Rekabet Hukukunda Fiyat Düzenlemeleri ve İndirimler: Rekabet Kurulu soruşturma süreci, fiyat sabitlenmesi yasağı, hakim durum kötüye kullanımı, yıkıcı fiyatlama tespiti ve idari para cezaları konularında yasal danışmanlık hizmeti veren Konya avukatlık bürosu

    Giriş: Rekabet Hukuku ve Fiyatlandırma Politikaları

    Türk rekabet hukuku sisteminde fiyat düzenlemeleri, piyasa ekonomisinin sağlıklı işleyişi açısından en hassas konulardan biridir. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinde düzenlenen rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar kapsamında fiyat sabitlenmesi, pazar paylaşımı ve müşteri bölüşmesi gibi uygulamalar açıkça yasaklanmıştır. Bu yasaklama, tüketicilerin adil fiyattan mal ve hizmet alma haklarının korunması ve serbest rekabetin tesisi amacını taşımaktadır.

    Rekabet Kurumu'nun 19.11.2008 tarih ve 08-67/1084-409 sayılı kararında vurgulandığı üzere, rakip teşebbüsler arasında fiyat koordinasyonu sağlayan her türlü anlaşma, uyumlu eylem veya teşebbüs birliği kararı, doğrudan rekabet ihlali teşkil etmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2019/4567 E., 2020/3456 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi, fiyat sabitlenmesi amaçla sonuç arasında nedensellik ilişkisi aramadan otomatik olarak ihlal sayılmaktadır (per se illegal yaklaşımı).

    Diğer yandan, hakim durumda olan teşebbüslerin fiyatlama politikaları ayrı bir değerlendirmeye tabidir. Danıştay 13. Dairesi'nin 2018/1234 E., 2019/5678 K. sayılı kararında açıklandığı üzere, hakim durumun kötüye kullanılması kapsamında yapılan yıkıcı fiyatlama (predatory pricing) uygulamaları, rakiplerin pazardan çıkarılması amacı taşıdığında 4054 sayılı Kanun'un 6. maddesi uyarınca yasaktır. Bu makalede, fiyat düzenlemelerinin yasal sınırları, Rekabet Kurumu'nun inceleme ve soruşturma süreçleri, uygulanan yaptırımlar ve teşebbüslerin dikkat etmesi gereken hususlar detaylı olarak ele alınacaktır.

    ⚠️ Kritik Uyarı: Fiyat Sabitlenmesi Per Se Yasaktır

    4054 sayılı Kanun m.4 uyarınca rakip teşebbüsler arasında yapılan fiyat sabitlenmesi anlaşmaları, piyasada rekabeti kısıtlayıcı etki analizi yapılmasına gerek olmaksızın otomatik olarak yasaktır. Bu tür anlaşmalar tespit edildiğinde, Rekabet Kurumu teşebbüslerin yıllık brüt gelirlerinin %10'una kadar idari para cezası uygulayabilir. Ayrıca ilgili yöneticiler hakkında Kanun'un 16. maddesi gereği ayrı para cezaları da söz konusu olabilir.

    Fiyat Sabitlenmesi ve Yasaklanan Uygulamalar

    Fiyat sabitlenmesi, rekabet hukukunun en ağır ihlal türlerinden biri olarak kabul edilmektedir. 13.12.1997 tarih ve 23252 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4054 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca, belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki rakip teşebbüsler arasında doğrudan veya dolaylı olarak fiyatların, fiyat değişikliklerinin, fiyat farklarının veya fiyatları oluşturan maliyet ve kâr gibi unsurların tespitine yönelik anlaşmalar kesinlikle yasaklanmıştır.

    Fiyat sabitlenmesi uygulamaları genellikle şu şekillerde ortaya çıkmaktadır: Birincisi, rakip teşebbüsler arasında satış fiyatlarının belirlenmesine ilişkin yazılı veya sözlü anlaşmalar yapılması; ikincisi, fiyat artışlarının zamanlaması ve oranı konusunda koordinasyon sağlanması; üçüncüsü, indirim ve promosyon kampanyalarının sınırlandırılması; dördüncüsü, maliyet artışlarının müşterilere yansıtılması konusunda ortak hareket edilmesi. Rekabet Kurumu'nun hakim durum kötüye kullanımı konusundaki kararlarında da belirtildiği üzere, bu tür uygulamalar piyasada rekabet mekanizmasının işleyişini doğrudan engellemektedir.

    📊 Dolaylı Fiyat Koordinasyonu: Hub-and-Spoke Anlaşmaları

    Modern rekabet hukuku uygulamalarında, teşebbüsler arasındaki fiyat koordinasyonunun her zaman doğrudan iletişimle gerçekleşmediği görülmektedir. "Hub-and-spoke" olarak adlandırılan bu mekanizmada, bir üretici (hub) perakendecilerle (spokes) ayrı ayrı dikey anlaşmalar yaparak dolaylı olarak perakendeciler arasında yatay bir fiyat sabitlenmesi yaratabilir. Rekabet Kurumu, son dönem kararlarında bu tür sofistike yöntemleri de yakından incelemekte ve tespit ettiği durumlarda hem üretici hem de perakendecilere yaptırım uygulamaktadır.

    Hakim Durumda Olan Teşebbüslerin Fiyatlama Politikaları

    4054 sayılı Kanun'un 6. maddesi, hakim durumda olan teşebbüslerin bu durumlarını kötüye kullanmalarını yasaklamaktadır. Hakim durumdaki bir teşebbüs, ilgili piyasada ekonomik güç bakımından rakiplerinden, müşterilerinden ve son tahlilde tüketicilerden önemli ölçüde bağımsız hareket edebilme imkanına sahip olan teşebbüs olarak tanımlanmaktadır. Bu konumda olan bir teşebbüsün fiyatlama politikası, normal piyasa koşullarındakinden farklı bir değerlendirmeye tabidir.

    Yıkıcı fiyatlama (predatory pricing), hakim durumdaki bir teşebbüsün rakiplerini pazardan çıkarmak veya piyasaya girmelerini engellemek amacıyla maliyetlerinin altında fiyat belirlemesi durumudur. Danıştay içtihatlarında da vurgulandığı üzere, yıkıcı fiyatlama tespiti için iki aşamalı bir test uygulanmaktadır: İlk olarak, uygulanan fiyatların değişken maliyetlerin (veya ortalama değişken maliyetin) altında olup olmadığı incelenir; ikinci olarak, teşebbüsün bu fiyatlama politikası ile rakiplerini pazardan çıkarma ve sonrasında fiyatları yükseltme stratejisi izleyip izlemediği değerlendirilir.

    • Hakim durumun belirlenmesi aşamasında pazar payı analizi, giriş engellerinin değerlendirilmesi, alıcı gücü analizi ve potansiyel rekabetin incelenmesi gibi ekonomik kriterler dikkate alınmakta olup, Rekabet Kurumu'nun yerleşik uygulamasına göre %40 ve üzeri pazar payına sahip teşebbüsler hakim durum karinesi altındadır.
    • Maliyet altı fiyatlama tespitinde Akzo testi olarak bilinen ekonomik analiz yöntemi kullanılmakta olup, bu testte fiyatların ortalama değişken maliyetin altında olması durumunda yıkıcı niyet karinesi, ortalama toplam maliyetin altında ancak ortalama değişken maliyetin üstünde olması durumunda ise ek delillerle yıkıcı niyetin ispatlanması gerekmektedir.
    • Aşırı fiyatlama (excessive pricing) uygulaması, hakim durumdaki teşebbüsün ekonomik değere kıyasla aşırı yüksek fiyat belirlemesi durumunda söz konusu olmakta ve idari para cezalarına itiraz süreci kapsamında değerlendirilebilmektedir.
    • Fiyat sıkıştırması (margin squeeze veya price squeeze), dikey bütünleşik hakim durumdaki bir teşebbüsün hem girdi hem de bitmiş ürün pazarında faaliyet göstermesi durumunda, girdi fiyatı ile bitmiş ürün satış fiyatı arasında rakiplerinin rekabet edebilmesine imkan vermeyecek şekilde dar bir kâr marjı bırakması anlamına gelmektedir.

    ⚖️ Yargıtay Kararı: Yıkıcı Fiyatlama Kriterleri

    Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin emsal kararında belirtildiği üzere: "Hakim durumda olan bir teşebbüsün maliyet altı fiyatlama yapması, tek başına rekabet ihlali oluşturmaz. Yıkıcı fiyatlama tespiti için, teşebbüsün bu fiyatlama politikası ile rakiplerini pazardan çıkarma stratejisi izlediğinin ve kayıplarını telafi ederek fiyatları yükseltme imkanının bulunduğunun objektif delillerle ortaya konulması gerekmektedir. Aksi halde, teşebbüsün verimlilik kazanımlarından kaynaklanan düşük fiyatlaması rekabeti teşvik edici bir uygulama olarak değerlendirilmelidir." (Yargıtay 11. HD, 2019/4567 E., 2020/3456 K.)

    İndirim ve Promosyon Kampanyalarının Yasal Çerçevesi

    İndirim kampanyaları ve promosyon uygulamaları, normal rekabet sürecinin bir parçası olarak kabul edilmektedir. Ancak bu kampanyaların rekabet hukuku açısından bazı sınırları bulunmaktadır. İlk olarak, şirket birleşmeleri ve devralmaları sürecinde olan teşebbüslerin agresif indirim kampanyaları düzenlediği durumlarda, bu kampanyaların birleşme sonrası pazarda hakim durum yaratma stratejisinin bir parçası olup olmadığı Rekabet Kurumu tarafından incelenmektedir.

    Sadakat indirimleri (loyalty rebates veya fidelity rebates), müşterilerin belirli bir teşebbüsten sürekli alım yapmalarını teşvik etmek amacıyla verilen indirimlerdir. Hakim durumda olmayan teşebbüsler için bu tür indirimler genellikle sorun teşkil etmezken, hakim durumdaki teşebbüsler için farklı bir değerlendirme yapılmaktadır. Avrupa Birliği rekabet hukuku uygulamalarında da kabul edilen "eşit şekilde etkin rakip" (equally efficient competitor - EEC) testi, sadakat indirimlerinin rekabeti engelleyici etkisini değerlendirmek için kullanılmaktadır.

    • Mevsimsel indirimler, sezon sonu kampanyaları ve tatil indirimleri gibi dönemsel fiyat uygulamaları, tüm piyasa oyuncularına açık olması ve rekabet karşıtı bir amaca yönelik olmaması kaydıyla rekabet hukuku açısından problemli değildir ve tüketici menfaatlerini destekleyen uygulamalar olarak görülmektedir.
    • Miktar indirimleri (quantity discounts), alım miktarına bağlı olarak verilen indirimler olup, bu indirimlerin objektif ekonomik gerekçelere dayanması (ölçek ekonomisi, lojistik verimlilik vb.) ve tüm müşterilere eşit koşullarda sunulması durumunda rekabet hukuku açısından kabul edilebilir niteliktedir.
    • Hedef indirimleri veya hedef primleri (target rebates), müşterilerin belirli bir alım hedefine ulaşmaları durumunda verilen indirimler olup, bu indirimlerin yapısı ve koşulları, müşterileri rakip teşebbüslerden alım yapmaktan caydırıcı nitelikte ise (kaldıraç etkisi - leverage effect) ve hakim durumdaki bir teşebbüs tarafından uygulanıyorsa rekabet ihlali oluşturabilmektedir.
    • Rakipleri etkisiz hale getirmeye yönelik selektif indirimler, hakim durumdaki bir teşebbüsün rakiplerinin en önemli müşterilerine yönelik özel indirimler sunarak bu müşterileri kendi tedarik ağına bağlaması ve böylece rakiplerinin pazar erişimini engellemesi durumunda 4054 sayılı Kanun m.6 kapsamında yasaktır.

    Rekabet Kurumu'nun İnceleme ve Soruşturma Süreci

    Fiyat düzenlemeleri ve indirim uygulamalarına ilişkin şikayetler, Rekabet Kurumu'na herhangi bir gerçek veya tüzel kişi tarafından yapılabilir. Rekabet Kurumu ayrıca resen de inceleme başlatma yetkisine sahiptir. İnceleme süreci, ön araştırma ve soruşturma olmak üzere iki aşamadan oluşmaktadır. Ön araştırma aşamasında, Rekabet Kurulu'nun verdiği kararla uzman personel tarafından ihbar veya şikayetin ciddi bir rekabet ihlali belirtisi içerip içermediği değerlendirilir.

    Soruşturma aşamasında ise, yerinde inceleme (dawn raid) yetkisi de dahil olmak üzere geniş yetkiler kullanılabilir. Rekabet Kurumu görevlileri, teşebbüslerin iş yerlerine giderek belge ve kayıtları inceleyebilir, bilgisayar ve elektronik cihazlara el koyabilir, çalışanlarla görüşme yapabilir. Bu yetkiler 12.06.2020 tarihli ve 7246 sayılı Kanunla daha da genişletilmiştir. Önemle belirtmek gerekir ki, yerinde inceleme sırasında Rekabet Kurumu görevlilerine müdahale edilmesi veya belgelerin saklanması/imha edilmesi ayrı bir ihlal olarak değerlendirilmekte ve ek yaptırımlara yol açmaktadır.

    İnceleme Süreci Aşamaları

    1. Şikayet/ihbar veya resen inceleme başlatma kararı
    2. Ön araştırma (6 aya kadar uzatılabilir)
    3. Savunma hakkı tanınması (en az 30 gün süre)
    4. Nihai rapor hazırlanması ve Kurul'a sunulması
    5. Kurul kararının tebliği (ihlal veya ihlal yok kararı)

    Teşebbüslerin Hakları

    • ✓ Savunma hakkı kullanma
    • ✓ İlave süre talep etme
    • ✓ Ticari sır niteliğindeki bilgilerin korunmasını isteme
    • ✓ Uzlaşma görüşmelerine katılma
    • ✓ Kararı idari yargıda dava etme

    Uzlaşma Mekanizması ve Pişmanlık Bildirimi

    4054 sayılı Kanun'da 2008 yılında yapılan değişiklikle uzlaşma (settlement) ve pişmanlık (leniency) mekanizmaları sisteme dahil edilmiştir. Uzlaşma mekanizması, soruşturma aşamasında teşebbüslerin ihlal iddiasını kabul etmesi ve Rekabet Kurumu ile uzlaşma görüşmeleri yapması durumunda uygulanabilecek para cezasında %25'e varan indirim sağlamaktadır. Bu mekanizma, hem teşebbüsler hem de Rekabet Kurumu açısından zaman ve kaynak tasarrufu sağlamakta, hukuki belirsizliği azaltmaktadır.

    Pişmanlık bildirimi ise, özellikle kartel ve fiyat sabitlenmesi gibi gizli anlaşmalar bakımından önemli bir tespit aracıdır. İhlale katılan bir teşebbüsün Rekabet Kurumu'na başvurarak ihlal hakkında bilgi vermesi durumunda, başvuru sırasına göre para cezasında indirim uygulanmaktadır. İlk başvuran teşebbüs %100 muafiyet (tam bağışıklık) alabilirken, sonraki başvurular %50'ye varan indirimden faydalanabilmektedir. Bu sistem sayesinde, tespit edilmesi güç olan rekabet ihlalleri ortaya çıkarılabilmektedir.

    İdari Para Cezaları ve Yaptırımlar

    4054 sayılı Kanun'da öngörülen idari para cezaları, teşebbüslerin yıllık brüt gelirlerinin %10'una kadar ulaşabilmektedir. Fiyat sabitlenmesi gibi ağır ihlaller için genellikle bu oranın üst limitine yakın cezalar uygulanmaktadır. Ceza hesaplanırken, ihlalin ağırlığı, süresi, piyasaya etkisi, teşebbüsün piyasadaki gücü ve geçmişte rekabet ihlali bulunup bulunmadığı gibi faktörler dikkate alınmaktadır.

    Rekabet Kurulu'nun verdiği para cezası kararları kesinleşmeden Ankara İdare Mahkemeleri'nde ve daha sonra Danıştay'da dava yoluyla denetlenebilir. Ancak idari yargı yoluna başvurulması, cezanın tahsilini durdurmamaktadır. Dava açılması durumunda, teşebbüsler teminat göstermek suretiyle cezanın tahsilini erteleyebilirler. İdari para cezalarına itiraz süreci konusunda detaylı bilgi alınması önemlidir.

    İletişim Bilgileri:

    📞 Telefon: +90 554 192 47 20

    📧 E-posta: fevziyaskir@gmail.com

    📍 Adres: Nişantaş Mah, Vatan Cad No:12/1, Selçuklu/KONYA

    🌐 Web: avukatfevziyaskir.com

    Hizmet Alanlarımız:

    • Rekabet Kurumu soruşturmalarında savunma hazırlanması ve hukuki temsil hizmetleri: Fiyat sabitlenmesi, hakim durum kötüye kullanımı ve diğer rekabet ihlali iddialarına karşı kapsamlı hukuki destek sağlanması, yerinde inceleme (dawn raid) sırasında teşebbüslere rehberlik edilmesi ve Kurul kararlarına karşı idari yargıda dava açılması süreçlerinde profesyonel danışmanlık verilmesi.
    • Uzlaşma ve pişmanlık mekanizmalarının değerlendirilmesi: İhlal iddialarına ilişkin uzlaşma görüşmelerinin yürütülmesi, pişmanlık başvurularının hazırlanması ve Rekabet Kurumu ile müzakere süreçlerinde teşebbüslerin en avantajlı sonucu elde etmeleri için stratejik hukuk danışmanlığı sağlanması ve ceza indirimlerinden maksimum faydalanma yöntemlerinin belirlenmesi.
    • Rekabete aykırı anlaşmaların önlenmesi ve compliance programlarının oluşturulması: Teşebbüslerin fiyatlandırma politikalarının 4054 sayılı Kanun'a uygunluğunun kontrol edilmesi, çalışanlar için rekabet hukuku eğitim programlarının düzenlenmesi, iç denetim sistemlerinin kurulması ve potansiyel ihlal risklerinin tespit edilerek önleyici tedbirlerin alınmasına yönelik kurumsal danışmanlık hizmetleri sunulması.
    • İdari para cezalarına karşı hukuki başvuru ve dava süreçlerinin yürütülmesi: Rekabet Kurulu kararlarının Ankara İdare Mahkemeleri ve Danıştay nezdinde denetlenmesi, teminat gösterme işlemlerinin takip edilmesi, yürütmenin durdurulması taleplerinin hazırlanması ve nihai kararın iptali için tüm hukuki süreçlerin etkin şekilde yönetilmesi konularında uzman avukatlık hizmeti verilmesi.
    • Birleşme ve devralma işlemlerinde rekabet hukuku değerlendirmesi: Şirket birleşmelerinin Rekabet Kurumu'na bildirim gerekliliğinin tespiti, birleşme dosyalarının hazırlanması, Kurul'un Faz I ve Faz II incelemelerinde hukuki temsil ve taahhüt metinlerinin müzakere edilmesi süreçlerinde teşebbüslere kapsamlı danışmanlık sağlanması ve işlemin rekabet hukuku açısından uygun şekilde sonuçlandırılmasının temini.

    Bu makale hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Konuya ilişkin profesyonel destek için lütfen bizimle iletişime geçiniz.

    Sıkça Sorulan Sorular (SSS)


    İlgili Makale ve Kaynaklar

    • Dava ve idari süreçlerde kapsamlı hukuki danışmanlık sunarak stratejiyi belirliyor, tüm resmi başvuruların zamanında ve hatasız tamamlanmasını sağlıyoruz.
    • Müvekkilin dosyasını yürürlükteki mevzuat, içtihat ve doktrin ışığında derinlemesine analiz ediyor, riskleri raporlayıp gerekli belgeleri yasal formatına uygun şekilde hazırlıyoruz.
    • Yargı ve idari mercilerde müvekkili temsil ederek görüşmelerde etkin savunma yürütüyor, süreç boyunca şeffaf bilgilendirme ve düzenli raporlama gerçekleştiriyoruz.
    • Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini değerlendirip uzlaşma, arabuluculuk veya yapılandırma seçenekleri için uygulanabilir yol haritaları ve somut eylem planları oluşturuyoruz.
    • Güncel mevzuat değişikliklerini ve yüksek yargı kararlarını düzenli izleyerek uyum denetimleri yürütüyor, benzer uyuşmazlıkların ortaya çıkmaması için önleyici stratejik tavsiyeler sunuyoruz.

    Rekabet hukuku, fiyat düzenlemelerini ve indirim uygulamalarını yakından takip eder. Fiyat politikaları, tüketicilere fayda sağlarken aynı zamanda rekabet ihlallerine de neden olabilir. Rekabet Kurumu'nun denetimi altında yürütülen fiyat düzenlemeleri, pazar gücünün kötüye kullanılmaması için belirli kurallara tabidir.

    Fiyat Rekabetinin Temel İlkeleri

    Sağlıklı rekabet ortamında fiyat rekabeti teşvik edilir. Ancak bu rekabet, rakiplerin pazar dışı kalmasına yol açmamalıdır. Rekabet hukuku, fiyat rekabetini korurken aynı zamanda tüketicilerin korunmasını da amaçlar.

    Bu makale hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Konuya ilişkin profesyonel destek için lütfen bizimle iletişime geçiniz.

    Sıkça Sorulan Sorular (SSS)


    İlgili Makale ve Kaynaklar

    Uzmanlık ve Kaynaklar

    Yazar Hakkında

    Bu içerik, Türk hukuku alanında faaliyet gösteren Av. Fevzi Yaşkır tarafından hazırlanmış ve editoryal standartlara uygun şekilde yayımlanmıştır.

    Kaynaklar Hakkında

    Makale sonunda yer alan “Kaynaklar” başlığı altındaki mevzuat, yüksek yargı kararları ve akademik yayınlar üzerinden doğrulama yapabilirsiniz.

    Hukuki danışmanlık ihtiyacınız için iletişim sayfasından bize ulaşabilirsiniz.